AVRUPA
'LERE GÖZ KIRPIYOR
Milli sınırları kaldırmaya çalışan Batı'nın etnik merakı dikkat çekiyor
Türkiye'deki sıkı AB taraftarlarını Kürtler, dindarlar ve Alevilerden ibaret sanıyorsanız, yanılıyorsunuz. Brüksel'e giden katara Çerkezler de ekleniyor. Demokratik Çerkez Platformu üyeleriyle görüşen AB'nin Ankara Büyükelçisi Fogg'a göre, Çerkezler Türkiye'nin reformist gücü
Avrupa Birliği süreci Ankara dolaylarında karaya mı oturdu, fırtınaya mı tutuldu? Türkiye'deki olumsuz hava bütün ufku kaplarken, süreçten yararlanacağını umanların hem sayısı, hem heyecanı artıyor. Çevrede duyulan bu heyecanı asla kulak ardı etmeyin, çünkü görüldüğü gibi artık Ankara AB sürecindeki olumlu haberlere tepki gösterenlerin kimliğine bakarak önemli yargılar oluşturuyor. 1997'de Lüksemburg'da adaylık perspektifi verilmeyen Ankara, Brüksel'e tam anlamıyla küsmüştü. 2 yıl sonra Helsinki'de bu hatanın giderilmesine kısmen sevindi. Çünkü dışarıda Rum Kesimi'nin, Yunanistan'ın, içerde ise Kürtçülerin, İslamcıların ve bilumum muhaliflerin kendinden daha fazla sevindiklerini görünce kuşkuya düştü. Geminin rotası Sevr'e doğruymuş da, yanlışlıkla biz Viyana'ya mı gittiğimizi sanıyoruz endişelerine kapıldı.
Türkiye'de Kürt grupların AB sürecini çok yakından takip ettikleri herkesin malumu. Dindar insanlar da Batılıları bile şaşırtacak ölçüde AB'ci. Aleviler de süreci destekliyorlar. Bu haber Çerkezler cephesinde AB süreciyle ilgili düşünceleri ve Kafkas kökenliler arasındaki yeni arayışları ele almayı amaçlıyor.
Evet, Çerkezler'in bir kısmı da Avrupa Birliği sürecine, yok olma tehlikesinde gördükleri kültürleri adına umutla bakıyorlar. Türkiye'de günlerce tartışmalara yol açan Aleviler'in Ankara'daki AB temsilcisiyle görüştüğü gibi, Çerkezler'den bir grup da görüştü. Avrupa'nın sık sık ülkemizi ziyaret eden siyasilerin mutlaka biraraya geldikleri İnsan Hakları Derneği, Kürt Enstitüsü, Mazlumder gibi sivil toplum kuruluşlarının arasına Demokratik Çerkez Plaformu da katıldı.
Çerkezler'deki hareketlilik yalnız AB süreciyle sınırlı değil. Özellikle Çerkez Ethem olayında olduğu gibi resmi tarihi sorgulamak, nisbeten özgürlüğe kavuşmuş, ama çoğu Ruslar tarafından başka halklarla iskan edilmiş anayurtlarıyla yeniden bağ kurmak, Abhazya ve Çeçenistan'daki akan kanın durdurulması yönünde çalışmak, Türkiye'de ve dünyada örgütlenmelere giderek kültürlerine, kimliklerine sahip çıkmak da Çerkezler'in kafa yordukları sorunlar arasında. Merkezi Nalçık kentinde olan ve 1991'de kurulan Dünya Çerkez Birliği adlı uluslararası örgütleri, Ürdün'deki prensleri, Rusya Federasyonu içinde Kuzey Kafkaslar'da Kabarday-Balkar, Karaçay-Çerkez ve Adige adında 3 cumhuriyetleri, Türkiye'de neredeyse köy düzeyine kadar inen dernek, vakıf teşkilat ağları var. İnternette İsrail'den Kanada'ya dünyadaki Çerkezler'in isim, adres ve mesleklerini içeren listelerine rahatlıkla ulaşabilirsiniz.
Ortak çatı arayışlarına rağmen, monoton bir yapı oluşturmuyor Çerkezler. Çerkez kavramının tanımından anayurtla bağlara, Türkiye'de kültür ve kimlik mücadelesinin nasıl verileceğine kadar birçok konuda fikir ayrılıkları var. Hatta 1864'te Kafkaslar'dan göç edenlerle, 1917 ve II. Dünya Savaşı sırasında göç edenler arasında bile belirgin farklılıklar gözleniyor. İlkler muhacerette var olma ve anavatana dönme mücadelesini amaç edinmişken, ikinciler 'yabancılardan' destek alarak Kafkasya'da rejimi değiştirip 'bağımsız' Kafkasya'yı kurma idealini ülkü edinmişler.
Çerkezler, Kafkasya'da yaşayan 40'dan fazla etnik gruptan yalnız biri. Bu adı onlara Ruslar'ın verdiği söyleniyor. Gerçekte kendilerine Adige diyorlar. Bu biraz bizim Çeçen diye bildiğimiz halkın kendisini Nohçi diye isimlendirmesi gibi bir şey. Çerkezler, Kuzey Kafkaslar'daki bir topluluklar grubunun adıyken, Kırım Harbi'nden sonra Osmanlı'nın Kuzey Kafkaslar'ı kaybetmesiyle göç etmek zorunda kalan yüzbinlerce Müslüman Kafkasyalı'yı Türkler Çerkez olarak nitelemiş.
Hoş Geldiniz
SiKasenDahe |
Okan Akça |
Set By Jamirzey |
Radyo XabZe |
irc.khabze.com |
jamirzey |
HİÇ KİMSE VAZ GEÇİLMEZ DEĞİLDİR
|